2013-08-12

kırmızı noktalarım var benım. Bu aralar hep düşündüğüm şeyi düşündüm, doğrusu düşündüğümün ne olduğunu düşündüm ve bu bilmediğim bir şey bıraktım onu. en son neye üzüldüğümü düşündüm, düşündüm, düşündüm, düştüm.neye sevindiğim geldi sonra başa döndüm hep düşündüğüm şeyi düşündüm gene...
sinekler yedi beni ondan bu kırmızı noktalar geçiçek ama herşey geçmez, içinden geçenlerden bil ki...
balıklar yakaladım, yakalamıştım yani bir vakit, ayıp bir şey aslında bu gurur duymuyorum ama balık değildi ki onlar sadece ondan ki bıraktım bir müddet baktıktan sonra, ama ne balıklar yakaladım ben bıraktım sandım, bırakıldılar sandı balıklar da sade_ce...
arzular, kavramlar ve de kurgular hep kafamı karıştırdılar, onlar hep karıştılar. öğretileri başka başka şeylere dayanır insan oğlunun benimkiler hep çuvalladılar, sallayıp vurdum onları duvarlara ama neye yarar olmayan duvarlar sonra, sorarlar adama..
tuhaf şeyler var hava da, kurbanlar, sevgi diyorlar aşk diyorlar bazen ilahi bazen yavan diyorlar önemi yok gibi sanki bunlar, hep ölüyor sonra yine doğuyor sanılıyorlar, öyle değil ki bunlar hep ölüyorlar, doğum sa zaten sancılı bir süreç o arada da başka başka şeyler ölüyor, doğuyor kim_ise bunla hiç ilgilenmiyor, her doğanı aynı bok sanıyor, halbuki baksan bokların bile renkleri var, sifon için acele ne diye, koku bunalttıysa söyle, bok yemeden önce...
bir karakter var en sevdiğim 1saat 26dakika 10saniye de siyah beyaz bir makaranın içinde, hatırım için, sanki ben, sanki o, koşarken ölüyor, sanmaki koştuğundan onun ölümü yorgunluktan ve yorgunluk sandığın sey olmamasıyla birlikte ne sandıgını bilmemimde mumkun olmadığı bir vakitte bir zahmet çözüver yorgunluğunu sende ölmeden önce kendi içinde...
beş para etmez üç beş kelime gene, söyle bu yolları ne diye öpüyorum ben boyle...
kıçım ağrıdı kalkma vakti geldi yine, hadi uyu sen de.

Hiç yorum yok: